Osmanlı/Türk Tarih yazımı Ermeni basınını yalnızca Ermeni cemaati içindeki işleviyle, sanki kapalı bir dünyaymış
gibi ele alma eğilimindedir. Bu tutum, Osmanlı milletlerinin birbirinden bağımsız kompartımanlarda
yaşayan topluluklar olduğu yönündeki tartışmalı uzlaşımdan olduğu kadar Ermenicenin diğer milletler için
önemli bir engel teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Okuyacağınız makalede bu tarihyazımı geleneğinin
bazı iddialarının sorgulanması ve çürütülmesi amaçlanmaktadır. Bunu yaparken, ağırlıklı olarak, Ermeni harflerini
kullanarak Türkçe yayımlanan süreli yayınlara başvurulacaktır. Öncelikle, 1915 yılına kadar yayımlanmış
olan Ermeni harfli Türkçe yayınlar ya da Ermenice yayınlarıdaki Ermeni harfli Türkçe metinler içerisinden
ulaşılabilir olanlar dikkate alınmıştır. Eldeki kaynaklardan art zamanlı (diachronic) bir seçim yapılmış, bu
yayınların bilhassa ilk sayılarında yer alan çıkış yazıları ve sayfalarında yer verdikleri konu ve tartışmalar
incelenmiştir. Çalışmanın bütünlüğü dil (Türkçe yazmak) ve kimlik (Osmanlılık-Ermenlik) temaları üzerinden
sağlanmış, varılan sonuç yer yer Ermenice ve Osmanlıca basına gönderme yaparak pekiştirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak bu yazıda, Ermeni basınının, bağlamına göre farklılık göstermeyen yekpare bir bütün olarak
ele alınmasının ve indirgenmesinin sonuçları dile getirilerek eleştirilmiş, Türkçe yazmanın Osmanlı Ermenileri
için anlamı üzerine kafa yorulmuş ve çift-kimlikliliğin (hem Ermeni hem Osmanlı) incelenen Ermeni harfli
Türkçe yayınlarda nasıl savunulduğu gösterilmiştir.
Ottoman/Turkish historiography has a tendency to give place to the Armenian press only with its communal
function, as if it was totally isolated. The reason for this is not only the controversial argument that the
Ottoman millets lived in compartments but also the fact that the Armenian language was more or less an
insurmountable barrier to other millets. Here, by and large with reference to examples from the ArmenoTurkish
press (that is, Turkish printed in the Armenian script), I aim to question and refute some of the
claims of this historiography. I primarily focused on the Armeno-Turkish periodicals, or the Armeno-Turkish
sections of the periodicals in Armenian, published until 1915, which were available to me. Having made a
diachronic selection from the limited corpus at my disposal, I analyzed especially the first issues of these,
as well as the discussions that took place across their pages. I achieved the integrity of the paper through
the issues of language (the appropriation of Turkish) and identity (Armenianness-Ottomanness), and tried
to support my findings by making occasional references to periodicals in Armenian and Ottoman Turkish.
As a result, this paper pointed out the consequences of approaching Armenian press as a monolithic entity,
reflected upon the meaning of writing in Turkish for Ottoman Armenians, and demonstrated how these
periodicals advocated a double identity (both Armenian and Ottoman).
Ottoman/Tukish historiography Ottoman press Turkish in the Armenian script subalternity the appropriation of Turkish
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | November 30, 2015 |
Published in Issue | Year 2015Volume: 2 Issue: 2 |