Batı Avrupa ve ABD’de telekomünikasyon sistemlerinin geliştirildiği 19. yüzyıl, ulus-devletlerin yeni bir aşamaya geldiği, ticari ve mali hareketliliğin arttığı ve sömürgeciliğin emperyalizme dönüştüğü dönemi ifade eder. 19. yüzyıl boyunca yaşanan bu gelişmeler hızlı iletişim ihtiyacını ortaya çıkarmış, başta telgraf olmak üzere telekomünikasyon ağları bu ihtiyacı karşılamak üzere kurulmuştur. Batılı ülkeler bir yandan kendi sınırları içerisinde ağları yapılandırırken diğer yandan sömürgelerine ulaşmak üzere telekomünikasyon teknolojilerinden yararlanmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk telekomünikasyon ağları da Batılı ülkelerin askeri gereksinimlerini karşılamak üzere kurulmuş, ancak siyasal iktidar kendi gereksinimleri doğrultusunda ağları kullanabilmiştir.
Bu çalışmada Osmanlı İmparatorluğu’ndan yarı sömürge bir niteliğe sahip telekomünikasyon ağı devralan Cumhuriyetin, kuruluş yıllarında (1923-1939) izlediği telekomünikasyon politikalarına odaklanılmaktadır. Çalışmada, kuruluşundan itibaren sömürge bağlarını tasfiye etmeye yönelen yeni rejimin, devraldığı telekomünikasyon ağını nasıl yapılandırdığı incelenmektedir. Bu çerçevede, ağların hangi amaçlar doğrultusunda kurulduğu, hangi yatırımların yapıldığı ve bu yatırımların hangi toplumsal kesimlerin çıkarlarına uygun olduğu sorularına yanıt aranmaktadır.
Telekomünikasyon ağları devletleştirme imtiyazlı şirketler sömürgecilik merkezi denetim
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017Cilt: 4 Sayı: 2 |