Bu çalışma, hakikat-sonrası dönemdeki halkla ilişkiler uygulamalarını Türkiye’deki halkla ilişkiler uygulayıcılarının bakış açısıyla incelemektedir. Böylece, onların bu dönemi mesleki olarak nasıl deneyimlediklerini ve değerlendirdiklerini keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, nitel araştırma metodolojisi takip edilerek, halkla ilişkiler ajanslarında çalışan halkla ilişkiler uygulayıcıları ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerden elde edilen verilerin tematik analizi sonucunda, Türkiye’deki halkla ilişkiler uygulayıcılarının hakikat-sonrası dönemin gerekliliklerine uyum sağladıkları ve çalışmalarını söz konusu çerçeveye dahil ettikleri sonucuna varılmıştır. Daha belirgin bir biçimde sonuca yaklaşmak gerekirse, bulgular, halkla ilişkiler uygulayıcılarının yoğun enformasyon ve bilişsel önyargılarla örülü hakikat-sonrası dönem atmosferinde doğru bilgi yaymanın önemini vurguladığını göstermektedir. Doğru bilgi yaymaya atfedilen bu önemle birlikte, hakikat-sonrası dönemde yürütülen halkla ilişkiler uygulamalarının dinamikleri için doğruluk, şeffaflık ve netlik üzerinde durulan üç ana tema olarak belirginleşmektedir. Araştırma sonucunda keşfedilen bu temalar, hakikat-sonrası çağın enformasyon ve algı karmaşasında halkla ilişkiler stratejilerinin nasıl şekillendiğinin anlaşılmasına katkı sunarken, ayrıca, halkla ilişkiler uygulayıcılarının bu dönemdeki rolünü de aydınlatmaktadır. Genel olarak değerlendirildiğinde, araştırma, halkla ilişkiler uygulama alanı için hakikat-sonrası dönemin farkındalığının önemini vurgulamakla birlikte, bu farkındalığın yaygınlaştırılması gereğine de dikkat çekmektedir. Hakikat-sonrası çağda bilişsel önyargılar ve dezenformasyon, kuruluşlar ile hedef kitleleri arasındaki iletişimi kesintiye uğratarak bu sürecin devamlılığını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda bu çalışma, hakikat-sonrası çağda halkla ilişkiler uygulamalarının değişen durumunu halkla ilişkiler uzmanlarının bakış açısıyla ele almıştır. Konu çerçevesindeki tartışmaların ve bu çalışmada elde edilen bulguların bir araya getirilmesiyle, incelenen sürecin kapsamlı bir bakış açısıyla
anlamlandırılmasına katkı sağlanmıştır. Çalışma, halkla ilişkilerin meslek uzmanlarına ve halkla ilişkiler alanındaki araştırmacılara içgörüler sunmaktadır.
This study examines public-relations practices in the post-truth era from the perspective of public-relations practitioners in Türkiye. To discover how they professionally experience and evaluate the post-truth era, this study employs a qualitative research methodology using in-depth interviews conducted with public-relations practitioners working in public-relations agencies. Through a thematic analysis of the data obtained from these interviews, the study concludes that public-relations practitioners in Türkiye have adapted to the requirements of the post-truth era and view their work within this framework. More specifically, the findings suggest that public-relations practitioners emphasize the importance of disseminating accurate information in an uncertain information environment. In this context, accuracy, transparency, and clarity arise as the three most important themes in the dynamics of public-relations practices in the post-truth era. These themes contribute to the understanding of how public-relations strategies are shaped amid the confusion of information and perception of the post-truth age. The study also sheds light on the role of public-relations practitioners in this process. In summary, the study seeks to clarify, from the perspective of public-relations practitioners, the changing situation of public-relations practices in the post-truth era, where cognitive biases, information overload, and disinformation interrupt the communication between organizations and their target audiences. It emphasizes the importance of awareness of the post-truth period for the field of public relations and draws attention to the need to disseminate this awareness. The findings obtained in this study contribute on both fronts, offering insights to professionals and researchers in the field.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2024 |
Submission Date | February 14, 2024 |
Acceptance Date | September 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |