The author of any autobiography or memoir writes not only herself, but the conjuncture, social, political and cultural climate of her time. Biographies or memoirs also serve to fill in the points left by the historical and official sources. At the same time, the author also builds her ‘self’ in and through the narrative. In countries with less developed archival culture, the memoirs fill an important gap. It is possible to trace the political breaks, the signs of social and cultural transformations through memoirs and autobiographies. Current study is a press history based on autobiographies and memoirs of Turkish intellectuals. The study also attempts to analyze the relationship between modernization and the intellectual. For this, the memories or biographies of journalists or column writers who wrote between 1930-1990 were analyzed, and how these social, political and cultural divisions emerged through personal self-constructions. For this research, Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Nadir Nadi and Hasan Cemal’s memoirs were analyzed. This study tries to understand how the Turkish intellectual constructed its self and identity in and through memoirs, within the context of struggle, reckoning, and conflict.
Otobiyografi ya da anı yazarı sadece
kendini değil, içinde yaşadığı dönemin konjonktürünü, toplumsal, siyasal ve
kültürel iklimini de yazar. Biyografi ya da anılar aslında tarihi ve resmi
kaynakların boş bıraktığı noktaları doldurmak işlevi görür. Ancak aynı zamanda
yazarının benliğini, anlatıda kurduğu performans üzerinden inşa eden bir işlevi
de vardır. Bir kişi çoğunlukla hayatının, toplumun geneli tarafından merak
edildiğini varsayarak anı ya da otobiyografi kaleme alır. Bu kişiler ağırlıklı
olarak ya siyasetçi ya tanınmış bir iş insanı ya da gazeteci, yazar ve bilim insanı
olabilir. Arşiv kültürü çok gelişmemiş Türkiye gibi ülkelerde anılar önemli bir
boşluk da doldurur. Bunun yanında siyasi kırılmaların, toplumsal ve kültürel
dönüşümlerin izini de anılar ve otobiyografilerden sürmek mümkündür. Bu yönüyle
bir aydının ya da yazarın anıları hiçbir zaman sadece kendisine ait değildir.
Aydın, otobiyografisinde kendini anlatırken, toplumsal belleği kurmaya da
hizmet eder. Bu çalışmada Türk aydınının otobiyografi ve anılarında oluşturduğu
belleği üzerinden bir basın tarihi okuması yapılmaktadır. Ancak bu sadece basın
tarihi okuması değil, Türk aydınının belleği üzerinden modernleşme ile aydın
arasındaki ilişkinin de okumasıdır. Bunun için özellikle 1930-1990 yılları
arasında gazetecilik ya da köşe yazarlığı yapmış kişilerin anı ya da
biyografilerine bakılmıştır. Bu kaynaklarda toplumsal, siyasal ve kültürel
ayrışmaların nasıl kişisel benlik kurguları üzerinden ortaya çıktığı
çözümlenmiştir. Bu araştırma için Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Nadir Nadi ve
Hasan Cemal’in anı kitaplarına odaklanılmıştır. Bu isimlerin arasında hâlâ hayatta olan tek isim
Hasan Cemal’dir ve çalışmamızda Cemal’in 1990’lara kadar aktardığı anıları temel
alınmıştır. Bu anılarda, politik kültür ve
modernleşme pratikleri içinde mücadele, hesaplaşma ve çatışma çerçevesinden
Türk aydınının benliğinin nasıl kurgulandığı incelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2018 |
Published in Issue | Year 2018Volume: 5 Issue: 2 |